HAYVANLAR ALEMİ

Kedim Marmaris'te kampta ...                     Kedim günün yorgunluğunu atarken ...

ÖZEL TÜRK KEDİLERİ 

Ankara'nın armudu , balı , misketi gibi,uzun yumuşak tüyleri ile anılan keçisi , tavşanı ve kedisi de kendine özgüdür. Sözünü ettiğim özel hayvanları şimdilerde ortalarda görmek ne kadar zor ise,onlara belleklerde rastlamak da o kadar zorlaşıyor. Çünkü bugün pek çok yayın organında bu hayvanların gerçekte yakın uzak ilgisi yakın uzak ilgisi olmayan fotoğrafları ve fotoğraflarla ilgisi olmayan alt yazılar yer alıyor. Ankara Keçisi başkent parklarında heykel olarak var belki , ama Ankara Tavşanı iyice unutulmuş olmalı Ankara Kedisi'ne gelince o da diğer ünlü kedi daşı Van Kedisi gibi her gün yeni bir yanlışa kurban edilip duruyor . Gün geçmiyor ki, bir gözü bazen mavi,kehribar sarısı,beyaz bir kedi fotoğrafı basılmasın ve altında 'Van Kedisi',bazen 'Ankara Kedisi' , inanılması güç ama, bazen de 'Ankara veya Van kedisi' gibi ibareler bulunmasın.


Oysa Van Kedisi , anavatanın dışında daha iyi ve doğru olarak tanıyor. Kedilerle ilgili olarak tüm dünya dergi, kitap, ansiklopedi, fotoğraf albümü gibi pek çok yayın yapıyor .Bu yayınlar şöyle bir tarandığında, Van Kedilerine, çok özel bir yer ayrıldığı hemen görünecektir.Bu yayınlarda biri birine hiç benzemeyen iki tür için, ayrı ayrı; "Türk Angora kedisi" ve "Türk Van Kedisi"adları kullanılıyor. Bu fark için bazen ilginç uyarılara da rastlanıyor. Mesela Observer serisinden 'Cats' adlı kitapta "Angora"lar Türk kedilerinden "Van"larla karıştırılmamalıdır. Tümcesinin altı çizilmiş.Bir başka uyarıda 'Cats catolog' da yer alıyor . Angora Kedileri ile İran Kedilerinin karşılaştırılmamalarının gerektiği söyleniyor ve ekleniyor; "Doğal bir tür sayılan Türk Angora Kedisi , kedi
türleri arasında en eski bilinenlerdendir".Aynı yayında, İran kedisi'nin Angora'nın belki de uzun tüylü bir Afgan Kedisi ile birleşmesinden türediği söyleniyor. Ama yine de iran 
kedisinin özellikle batı ülkelerinde çok rağbet görme nedeninin, Angora 'ların çok nazik ve nazlı olmaları sonucu Ankara dışında yaşama ve üreme şanslarının olmayışına 
bağlı olduğu belirtiliyor. Gerçekten de Ankara kedisi ve Van kedisi genellikle başka yerde yaşatılamıyor. Bu konuda emekli diplomat Haluk Afra'nın ilginç hatırlamasını buraya almak istiyorum; "30-40 yıl önce Ulus gazetesinde ziraat fakültesi profösörleriden Samuel Aksoy , Ankara'nın 'negatif elektrik alanlarından" söze diyordu. Hatta rahmetli Atatürk'e Ankara şehrinin daha güneyde kurulmasını önerdiği ,zira negatif
elektrik alanlarının kuru romatizma yaptığını yazıyordu. İşte bu makalesinde prof . Aksoy ,negatif elektrik alanlarından etkisine örnek veya kanıt olarak da Ankara Kedisi, Ankara Keçisi ve Ankara Tavşanı 'nın tüylerinin uzun ve yumuşak olmasını gösteriyordu. Nitekim, İngilizler yıllar önce tiftik keçisini üretmek için, sömürgelerinin, değişik ikliminden yararlanmak istemişler , fakat keçiler birkaç kuşak sonra kısa ve sert tüylü olup çıkmışlar. Sonund Güney Afrika'da Cape Town civarında tiftik üretimini başarmışlar. "Herhalde orada da benzer negatif elektrik alanları olmalı " diyor Afra.
Yine birçok eski yabancı yayında , o ipek yumuşaklığında uzun tüyleri olan Ankara Kedisi ' ni yok olmaktan kurtardığı için Türk Hükümetlerine ve Ankara Hayvanat Bahçesi yöneticilerine teşekkür yazıları yer alıyor . Çünkü bu hayvanlar gerçekten Batıda yaşamıyorlar .Ankara Kedileri ipeksi uzun tüylerini korumakla birlikte değişik renklerde de olabiliyorlar . Ancak isteğe bağlı olarak daha çok süt beyaz renkte üretilmelerine özen gösterilmiştir,Bu arada hangi türden olursa olsun , yarı 'albino' sayılan mavi gözlü beyaz kedilerin kulakları da sağır oluyor. İşte bu bozukluğu gidermek için yetiştiriciler mavi gözlü aynı cinsten sarı gözlüleri ile çiftleştiriyorlar . Sonuçta ortaya mavi , sarı ve arada birde 'odd eye' denilen değişik göz rengi olan beyaz kediler elde ediliyor .Bu sonuncular beğeni kaldığı için de , bir tür sayılmamalarına karşın , kendilerine bazen Ankara Kedisi yakıştırmaları yapıla geliyor.


Kediler sudan pek hoşlanmazlar.Oysa "Van kedileri",kedi türleri arasında suyu sevmeleri ile ilginç olanlarıdır.Tebeşir beyazı uzun tüyleri ayaklara doğru azalırken, boyun çevresinde güryeler oluşturur .Ancak en belirgin özellikleri, yüzlerinde , gözlerinin üst yanında ve kulaklarının sarı-kızıl lekeler bulunmasıdır.Yine uçuşan uzun tüylü muhteşem kuyrukları da tümü ile sarı - kızıl renktedir . Gözlerinin her ikisi de kehribar sarısıdır veya biri diğerinden başka renkte de olabilir. Ankara Kedisi ise olağan üstü yumuşaklıkta ipeksi uzun tüyleri ile diğerlerinden ayrılıyor . Değişik renklerde olabilmelerine karşın, daha çok beyaz renkte üretildikleri için öyle tanınıyorlar.


Bu yanlışlar düzeltilmeden sürdürülen üretme çabalarının, nasıl hüsranla sonuçlandığı ise, her gün basında yer alan ve bu değerli türlerin yok olduklarını belirtilen yazılardan anlıyor insan . Oysa bir Amekiralı Albay olan Walter Grant'ın , 60'lı yıllarda ,Ankara Hayvanat Bahçesi yöneticileri ile olan ahpaplığı nedeni ile elde edip ülkesine götürdüğü bir çift Ankara Kedisi'ni yaşatmayı başardığını yine yabancı yayınlardan öğreniyoruz . Orta Anadolu 
coğrafyasının bizlere bir armağanı olan ve tüm dünyada "Türk Angora Kedisi" adıyla ünlenen, bu yumuşak ipeksi uçuşan tüylere sahip değerli kediyi gerçek özellikleri ile tanımak, tanıtmak , onu uydurma bilgilerini ve modern zamanların tahribatında korumak benim için bir özlem ve umut şimdilik....