Su Kirliliği Günümüzde su, elde edilmesi güç, pahalı ve kıt bir doğal kaynak haline gelmiştir. Bu durumun ortaya çıkışının sebebi, su kaynaklarındaki her hangi bir azalma değildir. Mevcut su kaynaklarının bir kısmında görülensu kirlenmesi problemleri, nüfus artışı, kentleşme ve endüstrileşmeye paralel olarak su tüketiminin hızla artmasıdır. Su kirlenmesi dünyada üzerinde en çok konuşulan, araştırma yapılan ve büyük miktarlarda yatırım harcamaları ile önlenmeğe çalışılan bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.Yeryüzündeki sular güneşin sağladığı enerji ile sürekli bir döngü içerisinde bulunur.Bu döngüye "hidrolik çevrim" adı verilir. İnsanlar yaşamsalve ekonomik gereksinimleri için, suyu bu döngüden alır ve kullandıktan sonra tekrar aynı döngüye iade ederler. Bu süre sırasında suya karışan maddeler, suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek "su kirliliği" olarak adlandırılan olguyu ortaya çıkarır. Söz konusu özellik değişimleri, aynı zamanda sularda yaşayan çeşitli canlı varlıkları da etkiler. Böylece su kirlenmesi sucul ekosistemlerin etkilenmesine dengelerin bozulmasına ve giderek doğadaki tüm suların sahip olduğu kendi kendini temizleme kapasitesinin azalmasına veya yok olmasına yol açabilmektedir. Su kirliliği, su ortamının doğal dengesinin mineral oranı, tat, berraklıkasılı partiküllerin bozulmasıdır. Su Kirliliğinin sebepleri: Su kirliliği, ev ve endüstri atıklarının su
ortamına, arıtılmaksızın boşaltılmaları; tarımda verimliliği
arttırmak amacıyla doğal ve yapay maddelerin su ortamına taşınmaları
gibi sebeplerle ortaya çıkmaktadır. Dünyanın büyük kesiminde su
kaynakları fazlasıyla yıpratılmaktadır. Endüstri atıkları,
kanalizasyon suları, tarımsal amaçlı kullanulan sular; nehirleri, gölleri
kimyasal maddelerle ve atıklarla aşırı bir şekilde doldurmakta ve
su kaynaklarını zehirlemektedir. Toprak kayması sebebiyle barajlar ve
nehirler dolmaktadır. Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan,
deniz kirliliği memleketimiz için çeşitli alanlarda önem
kazanmaktadır. Yaşadığımız ortamın bir parçası olan denizlerden
doğal yapısını bozmadan yararlanmak gerekmektedir. Ulaşım, taşımacılık,
turizm, savunma, iklim, coğrafya, beslenme, gibi konularda
denizlerimizden yararlanılmaktadır. Bu kullanım çeşitlerinden bir kısmı
korumayı amaçlamaktadır. Denizlerin alıcı ortam olarak kullanılmaları,
taşımacılık, turizm amacıyla kullanımı kirliliğe neden olmaktadır.
Atık maddelerin, arıtılmadan veya kısmen arıtılarak alıcı ortama
verilmesi, deniz kazalarından meydana gelen akıntılar, özellikle
petrol akıntıları akarsulardan denizlere ulaşan tarımsal veya endüstriyel
atıklar denizlerin kirlenmesine neden olmaktadır. WHO, yüzeysel
sularda kirletici etki yapabilecek unsurları şöyle sıralamaktadır.
Suyun sıcaklığının artması, bir yandan doğal arıtma süreçlerini hızlandırırken, öte yandan oksijen sudaki doygunluk derişimini azaltır. Böylece anaerobik duruma geçişi kolaylaşabilir. Sıcaklığı artmış suyun içme suyu olarak kullanımı da uygun değildir. Su Kirliliğinin Etkileri: Çeşitli yollarla kirlenen suların bir çok
etkileri vardır. Suların kirlenmesi, insanları, hayvanları,
bitkileri ve çevre estetiğini olumsuz yönde etkilemektedir. Kirli
sularla insan ve hayvan sağlığı tehlikeye girmekte, bitkilere hayat
tanımamaktadır. Su kirliliği insan sağlığını, içme veya çeşitli
amaçlarla kullanılması sonucu etkilemektedir. Birçok bulaşıcı ve
salgın hastalığın kaynağı patojen ( hastalık yapan mikro
organizmalar) içeren su su kaynaklarıdır. Bu nedenle patojenlerin
uzaklaştırılabilmesi için sular dezenfekte edilmektedir.
Dezenfeksiyon işleminin yapılmaması ya da yetersiz kalması durumunda
çeşitli salgın hastalıklar insan sağlığını tehdit etmektedir.
Yukarıda sayılan patojenlerin insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri görülmüştür. Pestisitlerin de kullanımı sonucunda patojenler gibi olumsuz etkiler görülmektedir. Pestisitler, istenmeyen böcek, kemirgen, bitki, yosun ve diğer zararlıların önlenmesi için kullanılan maddelerdir. Pestisitler su ortamına püskürtme,yağmur suyu ve atık deşarjlarıyla girmektedir. Yeraltı suyuna ise topraktan süzülme ve kaza ile dökülme sonucu ulaşmaktadır.Pestisitler içerisinde bulunan cıva önemli bir çevre kirleticisidir. Hayvanlarda birikime uğradığında gıda zincirinde yüksek değişmelere ulaşabilmektedir. Gerçekten de balık ve midyelerde yüksek yoğunluklara ulaşan cıva, bu hayvanların yenilmesiyle insan ölümlerine sebep olmaktadır.DDT'nin okyanusta, belli bir yoğunlukta bulunduğu bilinmekte ve fitoplanktonlar üzerine etkisi sonucu, atmosferin oksijen dengesi olumsuz yönde etkileyeceği tahmin edilmektedir. Petrol kirliliklerinin en önemli etkilerinden biri de suların
estetiğini bozmasıdır. Endüstriyel atıklar, tankerler, rafineri artıkları
su yüzeyini kirletmektedir. Kıyılarda denize girilmesini
engellemekte, çok kötü bir görünüm olmaktadır. Bu da üç yanı
denizlerle çevrili ülkemizin sahillerini kullanılmaz hale getirmekte,
bunun yanı sıra turizmimizi de etkilemektedir. Yukarıda belirtilen
sebeplerden su kirliliğinin insan sağlığına olan etkilerinin yanında,
ekonomik etkileri de vardır. Ancak bu etkenlerin biribirinden ayrı düşünülmesi
olanaksızdır. İnsan sağlığının etkilenmesi, sonuçta ekonomik
kayıplarda beslenme ve giderek sağlık üzerinde etkili
olabilmektedir.
Su Kirliliğine Karşı Alınacak Kişisel Tedbirler:
|