ÇEVRE VE ÇEVRE SORUNLARINA GİRİŞ


UNUTMAYIN ..! BU GÜN CANLILARIN BAŞINA GELEN ,YARIN İNSANIN BAŞINA GELECEKTİR



Şu gerçek iyi bilinmedir: Toprak insana değil, insan toprağa aittir ve bu dünyadaki her şey; bir ailenin bireylerini birbirine bağlayan kan gibi ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle bu dünyanın başına gelen her felaket, insanoğlunun başına gelmiş demektir.
...Beyaz adamı bu topraklara getiren ve ona kızıl deriliyi boyunduruk altına alma gücü veren Tanrı'nın kaderini anlayamıyorum. Tıpkı buffaloların öldürülüşünü, ormanların yakılışını,toprağın kirletilişini anlayamadığım gibi..
Bir gün bakacaksınız; gökteki kartallar,dağları örten ormanlar yok olmuş.! Yaban atları evcilleştirilmiş ve her şey insanoğlunun kokusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını sürdürebilme savaşının başlangıcı gelip çatmış olacak...!"
Toprak ve atlarını satın almak isteyen Amerikalılara ve belki de tüm insanlığa bundan tam 134 yıl önce unutulmaz ölçüde etkili bir ekoloji ve çevrebilim dersi vermiştir kızıl derili kabile başkanı.. Ne yazık ki sanayileşmenin, teknolojinin büyüsüne kapılmış uygar beyaz adam bu vahşinin sözlerine aldırış etmemiş, ondaki derin uyarıyı anlayamamıştır.Bu gün sonuç apaçık ortadadır. Dünya ekolojik yıkımla karşı karşıya kalmıştır...
İnsanlar, üzerinde yaşadıkları dünyaya egemen olma hırsı ve gururu içerisinde binlerce yıldır doğayı kendi istek ve yararları doğrultusunda değiştirmeğe devam etmişlerdir.. Şimdi uyarı çanları çalıyor. Bugün ÇEVRE SORUNLARI DİYE ADLANDIRDIĞIMIZ sorunlar yaşam temellerimizin yok olmasıyla özdeşleşmektedir.
Başlangıçta nüfusun yoğunluğunun azlığı, doğayı tahrip eden teknolojinin fazla gelişmemiş olması ve buna benzer nedenlerle, insan-doğal ilişkileri düzenli bir denge içerisinde sürüp gidiyordu. Son 30-40 yıl içinde nüfus artışı, düzensiz yerleşme, çok hızlı bir endüstriyel gelişim gibi nedenlerle bu dengeli düzen bozulmuş,değişmiştir.Olağanüstü bir hızla ilerleyen teknik gelişme üzerine kurulan yepyeni bir yaşam dünyasının bir çok evrensel sorunu da birlikte getirmesi kaçınılmaz olmuştur. Böyle bir sonucun tek sorumlusu da İNSANDIR.
Bunun kökeninde sadece insanın ekonomik kar ve yüksek bir yaşam düzeyi elde etmek amacıyla doğayı düşüncesizce sömürme eylemi yatıyor. İnsanın öteki canlılardan farkı, kültür evrimi ve ileri teknolojisiyle kendi çevresine daha bağımlı kalması, doğal koşulları kendi isteği doğrultusunda kısmen de olsa değiştirmektedir.
İnsanın doğaya egemen olma boyutları genişledikçe doğanın tahribi artmış, dünya denizlerinim, akarsularının, atmosferinin ve toprağının büyük bir kısmında tüm canlıların yaşam temelleri yok edilmeye başlamıştır. Sonuç; yüzyılımızın vebası olarak nitelenen "ÇEVRE SORUNLARI" ortaya çıkmıştır.

İŞTE UYGARLIĞIMIZIN İBRET TABLOSU

Dünya endüstri kuruluşları her yıl 2 milyar kg. üzerinde pestisit üretmekte; bu da dünyada nüfus başına yarım kilpdan fazladır ve üçüncü dünya ülkelerinde her dakikada bir kişi çeşitli şekillerde pestisit zehirlenmesinden ölüyor. Gezegenimizdeki hayvan ve bitki türlerinden günde 3 canlı türün soyu tükenmektedir. On yıl sonrası için yapılan tahminler saatte 3 canlı türünün tükeneceğini gösteriyor.2000 yılına varıldığında ise dünyadaki canlı türlerinin %20 sinin tamamen yok olacağı tahmin ediliyor.
1952 yılında Londra da şehrin içinde havadaki kükürt dioksit ve kömür tozu yoğunluğundan 3000 kişi solunum yetmezliğinden öldü.
Bir litre kullanılmış motor yağı 800 000 litre içme suyunu zehirleyebiliyor.
Saatte 3000 dönüm dakikada 50 dönüm orman yerle bir ediliyor.
Demir çelik fabrikaları ve öteki sanayi kuruluşlarının atıkları sonucu İskenderun Körfezi adeta bir "atıklar körfezi" haline geldi. 


Bu sayısal değerler "Kızılderili kabile başkanının önerilerine uyulmamış da ne olmuş ?" diyenlere bir şeyler anlatabilir. Bu somut örnekler, çevre sorunlarının boyutlarını kavramamıza bu konuda bilinçlenmemize yardımcı olur. Çevre sorunlarını giderme ve koruma çalışmalarının hareket noktası sorunları bilmek, tanımak ve anlamaktır. İnsanlar doğayı korumada etkili olabilmek için, doğayı yok etmeye götüren tehlikeleri yakından bilmek zorundadır.

ÇEVRE SORUNLARININ ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERİ

Toplumların doğayı ve doğal kaynakları aşırı istismarı, hızlı nüfus artışı, düzensiz kentleşme, sanayileşme, turizm, çevre eğitimi yetersizliği çevre sorunlarının ortaya çıkmasına ya da başka bir değişle çevre kalitesinin bozulmasına yol açmıştır.

BAŞLICA ÇEVRE SORUNLARI :

Temel çevre sorunları olarak; hava, su ve toprak kirliliği bitki örüsünün tahribi, toprak erezyonu ve çölleşme, radyoaktif kirlilik, manyetik dalga kirliliği, uzay kirliliği, gürültü, tarih ve ve kültürel eserlerin tahribi ve korunmasıdır.
İçinde bulunduğumuz yüzyılın tartışmasız en önemli sorunlarından birisi olan "Çevre Kirliliği" konusunda ülkemizde kamuoyunun tepkisini belirlemek ve dolayısıyla da olsa bilinçlendirme sağlamak için bir anket yapılmıştır.
1989 Ekim ayında Şişli Leo Kulübü tarafından yapılan ankete 2500 kişi katılmıştır. Ankete Katılanlar arasında çevre kirliliğinden şikayetçi olanların %99.4'tür. Ancak şikayetçi olmayan 16 kişiden 8'inin üniversite mezunu veya öğrencisi olması ilginçtir. En çok şikayetçi olunan kirlilik türü deniz kirliliği %19.8, ev ve işyeri çevresi kirliliği %83.8 ve hava kirliliği %78.9'dur. Çevre kirliliğini önlemek için çaba gösterenler arasında "bazen" cevabını verenler %43.9 ile çoğunlukta, "her zaman" diyenler ise %25.2 oranındadır. bu ve diğer sorularla çevre konusunda en duyarlı grup, daha çok temel eğitim sahibi, serbest veya ev hanımları ile orta yaş ve üstü, yaş grupları gözükmektedir. Çevre konusunda yapılan çalışmalar %99.4 ile yetersiz bulunmakta ve çözüm önerilerinin başında " Çevre Eğitimi" göstermektedir.